DNA Dizileme Yöntemleri
Bu yazımızda DNA dizileme yöntemlerine ilişkin
bir takım bilgiler paylaşmayı hedefliyoruz. DNA dizileme neden yapılır, hangi
teknikler kullanılır, bizlere nasıl bir fayda sağlar gibi farklı alt
başlıklarda kısaca konuyu toparlayacağız.
DNA dizilemeyi basitçe şu şekilde
tanımlayabiliriz; bir DNA ipliğinde bulunan 4 farklı bazın (A,G,C,T), kesin ve
doğru bir sırada dizilenmesine DNA dizilimi (DNA sequencing) denir.
Öncelikle insanlarda genetik yapıya geri
dönüş yapalım ve bazı sayısal bilgilerden söz edelim. Bildiğiniz gibi insanlar
23 çift kromozoma yani toplamda 46 kromozoma sahiptirler ve bu kromozomlar
50,000,000 dan 300,000,000 a kadar değişen baz çifti (A-T, G-C bazlarının
karşılıklı ipliklerde kimyasal bağlarla -hidrojen bağı- birleşerek oluşturdukları çift yapı) içerirler.
Bu da yaklaşık olarak 3,2 milyar DNA bazına tekabül eder. Sayıyı düşündüğümüz zaman oldukça uzun bir
DNA zincirine sahip olduğumuz hakkında doğrudan çıkarım yapabiliriz. Peki bu
uzunlukta bir DNA ipliğini baştan sona sürekliliğini bozmadan dizilemek mümkün
müdür? Günümüzde geliştirilmiş olan tekniklere bakacak olursak, cevabımız
hayır. DNA dizilimi yapılabilmesi için öncelikle bu uzun iplikli molekülü küçük
parçalara bölmemiz gerekir. Daha sonra tüm kısa DNA parçalarının dizilemesi
yapılır ve bilim insanları elde edilen verileri birleştirerek genetik bir
harita oluşturur. Günümüzde bir insanın genomu -3,2 milyar baz- saatler
içerisinde dizilenebilir.
SANGER Dizileme
Genom dizileme, mutasyonları direk olarak
saptama adına önemli bir tekniktir. Tarihte geliştirilen ilk en doğru DNA
dizileme tekniği Sanger dizilemedir. 1977 yılında Frederick Sanger tarafından
geliştirilen bu metodun prensibi dideoksi nükleotitler ile zincir
sonlandırmadır.
Dideoksi nükleotit, DNA zincirindeki şeker molekülünün 2’ ve 3’
karbon uçlarında hidroksil grubunu bulundurmayan nükleotitlerdir. Bu yapı
taşları DNA zincirine eklendiği anda hidroksil grubu eksikliği nedeni ile DNA
ipliğine başka bir nükleotit eklenemez ve zincir sonlanmış olur. Bu metodu
uygulamak için dört farklı tüpe dizilemek istenilen alanı içeren DNA parçaları
(PCR malzemeleri kullanılarak aynı sekans çoğaltılır ve birden fazla DNA
parçası elde edilir), primer, nükleotitler, DNA polimeraz enzimi(yeni ipliği
sentezlemek için) ve dideoksi nükleotitler eklenir. Her tüpe bir tür dideoksi
nükleotit eklenir. Dizi okumasını sağlamak amacıyla dideoksi nükleotitlere
işaretleme yapılır. Gelişen yöntemler ile floresan boyalı işaretlemeler
yapılmaktadır. Elimizdeki tüm malzemeler dört farklı tüpte birleştirilir.
Sonuç olarak farklı uzunluklarda parçalar elde edilir. Burada önemli olan nokta
her tüpe yalnızca bir tür dideoksi nükleotit eklenmiş olmasıdır. Örneğin 1.
tüpe ddATP, 2. tüpe ddGTP 3.tüpe ddCTP, 4.tüpe ddTTP eklenir.
Bu dideoksi nükleotitler çoğaltılmış olan DNA molekülünü farklı uzunluklarda sonlandırır. Daha sonra dizilemeyi yapmak amacıyla kapiler jel elektroforezinde DNA parçaları yürütülür. Kısa parçalar uzun parçalara göre hızlı bir şekilde hareket ederler. Lazer ışınları ile gerçekleştirilen yansıma kromatogram ile DNA dizisinin okunmasında görev alır. Jel sonuçlarına göre aşağıdan başlayarak yukarı doğru lazer ile işaretlenmiş parçalar saptanır ve elde edilen veriler ile istediğimiz DNA sekansını dizilemeyi başarıyla tamamlamış oluruz.
Sanger dizileme
yönteminin birçok avantajı ve dezavantajı bulunmaktadır. Avantajlarından
bahsedecek olursak; Eğer yalnızca belli spesifik bir gen dizilemesine bakılmak
isteniyorsa, gen dizisindeki kısa bir bölgeye bakılmak isteniyorsa, bilinen bir
mutasyon için dizileme isteniyorsa, tüm genomu dizilemek yerine Sanger metodunu
kullanmak daha hızlı ve ucuz bir yöntem olabilir. Hata oranı en düşük olan
dizileme yöntemidir. Ancak dezavantajlarına değinmek gerekirse; tüm bir genom
dizilenmek istendiğinde oldukça pahalı bir yöntemdir. Her bir reaksiyonda
250-500 baz çifti dizilemesi yapılabilir. Dizilerin kısa olması sebebiyle çok
sayıda DNA parçası çoğaltımı gerektirir bu da maliyeti yükseltir. Geliştirilmiş
olan diğer yöntemlere göre daha yavaştır. İnsan genom projesinde de genom
dizilimi Sanger metodu ile yapılmıştır ve 13 yıl sürmüştür.
Yeni Nesil Dizileme Yöntemleri
Yeni nesil dizileme
yöntemi ilk kez 2005 yılında 454 Life Sciences adlı şirket tarafından geliştirilmiştir. Yeni nesil dizileme, kişiye özel tıp, genetik
hastalıkları tespit ve aynı anda birden fazla kişinin genom dizilemesini
yapmasından dolayı birçok avantaja sahiptir. Aynı anda milyonlarca kısa DNA
dizilemesinin yapılmasını sağlar. Sanger metodu daha az sayıda kısa DNA dizilemesi yaptığından
dolayı ve uzun zaman aldığı için yeni nesil dizileme yöntemleri
geliştirilmiştir. İlk yeni nesil dizileme metodu 454 Roche Pyrosequencing
(pirosekanslama) dır.
454 Roche Dizileme
454 dizileme
teknolojisinde ilk aşama bir DNA kütüphanesi ve dizilenecek olan DNA
örneklerini oluşturmakla başlar. Roche 454 dizilemesinin temel prensibi
pirosekanslamaya dayanır.
Pirosekanslama ile
dizilemedeki temel prensip sentezleyerek dizileme yapılmasıdır.
Pirosekanslamada dizileme reaksiyonu DNA polimerazın yeni bir zincir
sentezlemesi ile farklı enzimlerin de yardımıyla her nükleotit eklendiğinde
pirofosfatın ayrılması ile gerçekleşir. Bu ayrılan pirofosfat daha sonra
enzimlerle kimyasal reaksiyona girerek ışıma yapan bir moleküle dönüşür. Işık
kamera yardımıyla detekte edildikten sonra dizileme yapılır.
Pirosekanslamada
ilk adım DNA çift sarmalının denaturasyon yapılarak tek zincir haline
getirilmesiyle başlar. DNA polimeraz yeni ipliğin sentezlenmesini
gerçekleştirir. Her nükleotit zincire eklendiğinde, pirofosfat ayrılması
gerçekleşir. Ayrılan pirofosfat ve adenozin 5’ fosfosulfat(APS)’ ın sülfürilaz
enzimi ile kataliz edilmezinden sonra ATP üretimi gerçekleştirilir. Daha sonra
reaksiyona lüsiferaz enzimi eklenir. Lüsiferaz enzimi ATP yi kullanarak
oksidasyon sonucunda lüsiferin üretir. Lüsiferin bileşiği ışık yayan bir
maddedir. Yayılan ışık kızıl ötesi kamera yardımıyla kaydedilir ve peak halinde
görüntülenebilir. Görüntülenen peaklerin yüksekliği eklenilen nükleotit sayısına göre belirlenir. Her peak eklenmiş olan bir nükleotidi temsil eder.
Bunun sonucunda tüm genom dizileme okuması gerçekleştirilmiş olur. DNA
polimeraz ile iplik sentezlenmesi sırasında herhangi bir nükleotidin zincire
bağlanmaması durumunda apiraz isimli enzim devreye girer ve bağlanmamış olan
nükleotidin indirgenmesini sağlar. Bu şekilde bu bağlanmamış olan nükleotitler
ışıma yapmaz ve yanlış dizileme önlenmiş olur.
DNA kütüphanesini
oluştururken ilk aşama DNA molekülünü parçalara bölmekle başlar. DNA 300-800
baz çifti olacak şekilde parçalanır. DNA parçalaması işlemi nebülizasyon ile
yapılabilir. Bu yöntemde sıkıştırılmış hava ile DNA küçük boşluklara doğru
itilir. (DNA parçalaması gerçekleştirilmiş olur). Nebülizasyondan sonra
parçaların uçlarına A ve B olmak üzere iki farklı adaptörler bağlanır. A
adaptörü dizilenecek primer için bağlanma bölgesi içerir. B adaptörü ise biyotin
içeren bir yapıdadır ve streptavidinli boncuklara bağlanmayı sağlar. Boncuğa
bağlanan DNA parçaları denaturasyon ile tek zincirli yapıya dönüştürülür.
Biyotin olmayan zincirler boncuktan kopar. Böylelikle tek zincirli DNA
kütüphanesi sağlanmış olur. Daha sonra her boncuğa bir DNA parçası bağlamak
amacıyla B adaptörünü tamamlayıcı olan oligonükleotit kaplı boncuklar ile tek
zincir bağlanmış olan boncuklar karıştırılır. Sonuç olarak her boncukta bir DNA
parçası elde edilmiş olur. DNA molekülünü kopyalamak için su ve yağ emülsiyonu
ile tüm boncuklar karıştırılır. Emülsiyon aynı zamanda PCR ı sağlayan maddeleri
de içerir. Böylelikle her boncuktaki DNA kopyalanmış olur. Yağ karışımdan
çıkarıldıktan sonra tüm boncuklar picotiter denilen boşlukları olan bir tabağa
eklenir. Her boncuk bir boşluğa girer. Aynı zamanda her boncuğa
pirosekanslamada kullanılan enzimler eklenir. Pirosekanslama sonrasında ise
ışımalar kızılötesi kameralarla görüntülenir.
Avantajları; Pirosekanslama, Sanger metoduna göre daha kısa
sürede daha uzun DNA dizilemesi yapabilir.
Jel elektroforezi gerektirmez. Bu nedenle daha ucuz bir yöntemdir.
Sanger metodunun kullanıldığı insan genom projesi 13 yılda tamamlanmış iken,
James Watson’ un genomunu dizilemek için 454 dizilemenin kullanıldığı çalışma
iki ay içerisinde bitmiştir.
Dezavantajları;
Homopolimer tekrarlarda hata oranı yüksek olabilmektedir. Homopolimerlerdeki
tek bazlık ekleme veya çıkarmalar saptanamayabilir.
DNA dizileme
tekniklerine bir sonraki yazımızda devam edeceğiz. Metotların daha iyi
anlaşılması için tavsiyemiz aşağıda bulunan linklerdeki videolara göz
atmanızdır.
Sanger dizileme: https://www.youtube.com/watch?v=FvHRio1yyhQ
454 Pirosekanslama:
https://www.youtube.com/watch?v=nFfgWGFe0aA
Kaynakça
- Miodrag Guzvic, THE HISTORY OF DNA SEQUENCING, University of Regensburg, Regensburg, Germany ,2013
- Wei Chen, Sequencing technology-Past, Present and Future, Berlin Institute for Medical Systems Biology Max-Delbrueck-Center for Molecular Medicine,2013
- Anjana Munshi, DNA SEQUENCING –METHODS AND APPLICATIONS, Intech, 2012
- T.A. BROWN, GENE CLONING AND DNA ANALYSIS An Introduction, Faculty of Life Sciences University of Manchester Manchester, 6th edition, 2010
Çok güzel, anlaşılır bir yazı olmuş. Elinize sağlık.
YanıtlaSil